
Spor ve Sosyal Medya İlişkisi
- 09 Nisan 2014
- 0 comments
- Editör
- Başlık; Sosyal MedyaSpor
- 0
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya “#UncleDrew” hashtagiyle bir video düştü. Bu videoda NBA’de oynayan Kylie Irving bir makyaj harikasıyla yaşlı bir adam kılığına giriyordu ve sokakta basketbol oynayan gençleri önce izliyor, içlerinden birisi sakatlanınca oyuna girmeyi teklif ediyordu. Devamını tahmin edersiniz…
Neticede video, Pepsi MAX’in bir reklamıydı. Başarılı bir reklam hem de! Üçüncü sınıf Amerikan komedilerinin klişesini, esprili bir şekilde kullanıp hayali bir karakterle bunu sunarak sosyal medyaya yaydılar. Üstelik, böylesi bir reklam için tercih edilebilecek en isabetli isimlerden birisini tercih ettiler.
Peki bizde durum nedir? Olayın reklamcılık boyutundan ziyade, kampanyanın sosyal medyadaki yürütülüşü bazında ele alalım. Bu konuda biz yurt dışındaki olumlu emsallerin fersah fersah gerisindeyiz.
En basitinden, 53 yıllık Türkiye Futbol Federasyonu daha geçtiğimiz yılın sonlarında resmi bir Twitter hesabı açtı. Süper Lig’de oynayan takımların pek çoğunun güncel bir web sitesi bile yok hatta 1. Lig’de şampiyonluğa oynayan Ankaraspor Kulübü’nün resmi sitesi geçtiğimiz ay yıllık domain ücreti ödenmediği için kapatıldı. Hal böyleyken, firmalar da reklam kampanyalarında nadiren bir sporcuyu tercih eder hale geldi. Tercih edenlerin de klasik reklam kampanyalarından öteye gidemediğini üzülerek gördük. Örneğin; bir içecek firması Galatasaray’ın dünyaca ünlü futbolcusu Sneijder’i reklamında oynattı ve konsept olarak da “Susuzluğumu gideriyorum” minvalinde bir temayı tercih etti. Çok da yaratıcı sayılmaz!
Tekrar dönelim sosyal medya – spor ilişkisine. Spor yayıncılığını tercih eden gazetelerin Twitter ve Facebook hesaplarına baktığınız zaman ekstra bir hareketlilik göremiyorsunuz. Gün içinde sitelerde ne varsa, hesaplarda da o oluyor. Kaldı ki, çoğunun sosyal medyaya gereken özeni gösterdiğini söylemek de zor!
Bunun yanı sıra kulüplerin de nadiren rakipleriyle kıyaslandıkları “takipçi sayıları” haricinde sosyal medyada ciddi bir atılım yaptığını göremiyoruz. Bir tek, Beşiktaş Jimnastik Kulübü tüm futbolcularını ve teknik heyetini Twitter’da “offical account” sahibi yapıyor. Bu bağlamda kulübe dair ‘doğru kaynak’ üretme çabaları takdire şayan ancak sadece bununla yetinmeleri kötü.
Az önce de belirttiğim gibi, daha birkaç ay önce resmi bir Twitter hesabı açan Türkiye Futbol Federasyonu Twitter’a önceden beri önem veriyor aslında! Bazı 2. Lig futbolcularına Twitter hesaplarında maç sonraları yazdıkları yazılar nedeniyle geçtiğimiz sezon ceza kesilmişti. Bu hususta yurt dışındaki federasyonları yakalamış durumda…
Neler Yapılabilir?
- Futbolun tepesindeki kurum TFF, her maça olmasa da en azından her kategoride iki maça birer temsilci gönderip kendi hesabından “Taraftar Bakışı” fotoğrafları çekebilir. Tribünlerin doluluk oranını yansıtıp bir hareketlilik yaratabilir.
- Futbol dışındaki branşlarda, misal basketbolda, federasyonlar her hafta bir maç seçip yaratıcı bir hashtag kampanyası yürüterek (skoru bilme/en skorer oyuncuyu bilme vs) bir sonraki hafta için maç bileti hediye edebilir.
- Spor gazeteleri, bir sonraki günün haberlerine dair çarpıcı hashtaglerle ipucu verebilir ve ilgiyi arttırabilir.
- Firmalar, daha yaratıcı reklamlar çekerken ürünleriyle doğrudan alakalı isimler ve temalar seçebilir; gerekirse reklamlarını ilk olarak sosyal medyada yayınlayabilir.
Yoruma kapalı